Geleceğe Taşınan Miras İnovasyonun ve 100 Yıllık Vizyonun Yolculuğu
85’inci yılını kutlayan Atabay Ailesi güçlü tarihinden günümüze taşıdığı değerler ile geleceği inşa ediyor. Köklü kuruluşun üçüncü nesil liderleri Zeynep ve Ayşe Atabay firmanın gelişim hikâyesinin kilometre taşları, milli ilaç sanayimize yapılan katkılar ve gerçekleştirilen projeler üzerine sorularımızı yanıtladı.
Ömer Kemalettin Atabay’ın Hayali
Atabay İlaç’ın hikâyesi dedeniz Ömer Kemal Atabay ile başlıyor. Şirketinizin temelleri nasıl atıldı?
Hikâye aslında 20’nci yüzyılın başında başlıyor. Kurucu dedemiz Ömer Kemalettin Atabay 1903 yılında İstanbul’da dünyaya geliyor ve ilk-ortaöğreniminin ardından 1926 yılında eczacılık okulundan mezun oluyor. Tek hayali var, o da yerli ilaç 85’inci yılını kutlayan Atabay Ailesi güçlü tarihinden günümüze taşıdığı değerler ile geleceği inşa ediyor. Köklü kuruluşun üçüncü nesil liderleri Zeynep ve Ayşe Atabay firmanın gelişim hikâyesinin kilometre taşları, milli ilaç sanayimize yapılan katkılar ve gerçekleştirilen projeler üzerine sorularımızı yanıtladı. üretimini gerçekleştirmek. Yüksek öğrenimi sırasında Nazaryan Eczanesi’nde, askerlik döneminde
ise önce Gümüşsuyu Askeri Hastanesi’nde, daha sonra Beylerbeyi Transit Depo’da çalışıyor. 1930’lu yıllarda iş hayatına Drogeri Santral D’orient-Şark Merkez Ecza Deposu’nun Ankara şubesinde devam ediyor. O yıllara bakıldığında görülüyor ki Ömer Kemalettin Atabay aslında bu süreç boyunca hayali için deneyim biriktiriyor. O hayal ise “yerli ilaç üretimi”.
Bir Dönüm Noktası Olarak Atabay Laboratuvarı ve İkinci Dünya Savaşı’nın Etkileri
Dedeniz Ömer Kemalettin Atabay bu hayalini gerçekleştirmek için hangi adımları atmış? Sürecin kilometre taşları hakkında neler söylersiniz?
Sürece baktığımızda adım adım ve kararlılıkla atılmış adımlar görüyoruz. 21 Şöyle ki, Ömer Kemalettin Atabay 1938 yılında İstanbul Galatasaray’da halamızın adını verdiği Nur Eczanesi’ni açıyor ve bir yıl sonra 1939’da beşeri ilaçları ithal ederek pazara sunan bir yapı oluşturuyor. Buradan sonra yola Atabay Laboratuvarı ile devam ediyor. Çok geçmeden de yakın dostu Eczacı Hasan Derman ile birlikte önce Türkiye Eczacılar Deposu’nu kuruyorlar. “Şark Merkez Ecza Deposu Ömer Kemalettin Atabay ve Hasan Derman Kolektif Şirketi” Atabay tarihinin mihenk taşlarından biri. Şirket İkinci Dünya Savaşı’nın etkilerine rağmen kurumsal hayatına başlıyor. Bu zor yıllarda milli ilaç sanayi üretimine gidecek yolları açma gayretinden ve deneyim biriktirmekten asla vazgeçmiyor. O’nun hayali, bu alanda öncü bir rol üstleniyor. Öyle ki 1934 yılında Eczacı Emin Eman tarafından kurulan ve ayrı bir yapı olan “Merkez İlaç”ın yönetiminde de söz hakkı ve değerli katkıları oluyor.
Tarihi Ruhsatnameler ve Modern Tesislere Geçiş
Şirketinizin 1940’lı ve 1950’li yıllarda gerçekleştirdiği önemli adımlar nelerdi? İlaç üretiminde hangi önemli dönüm noktaları ve teknolojik gelişmeler yaşandı?
İlk formüllerimiz 1940’lı yıllara ait. Bu dönemden itibaren onlarca ilaç ruhsatnamesi ve formül çalışılıyor. Daha sonra sulfonamid ithalatı gerçekleştiriliyor, ki bu gerçekten bir dönüm noktasıdır; bu gelişmeyle birlikte antibiyotik ve analjezik ilaç üretimine başlanıyor. 1954 yılına gelindiğinde Tophane’deki modern tesislerin inşaatı tamamlanıyor ve 1955 yılında Atabay, parasetamol içeren kombinasyon ürünü dahil bitmiş dozaj formlarının üretimini gerçekleştiriyor. Adım adım planlı bir ilerleyiş olduğunu tarihçemize bakınca görmek mümkün.
Bülent Atabay’a Bayrak Devri ve Yerli Hammadde Üretimi
Atabay İlaç, bir aile şirketi olarak yönetimde bayrak değişimiyle dönüşüm yaşıyor. Bu bağlamda, Bülent Atabay döneminde ne gibi yenilikler ve ilerlemeler kaydedildi?
Ömer Kemalettin Atabay yerli ilaç üretimi hayalini gerçekleştirdikten sonra söylediğiniz gibi bayrağı babamız Bülent Atabay devralıyor. Atabay için bu da bir dönüm noktası. Bülent Atabay’ın odağı yerli hammadde üretimi konusunda ne gerekiyorsa onu yapmak olmuş. O da ilk büyük iş olarak 1967 yılında hem “modern müstahzar ilaç üretim tesisi”nin inşasına başlıyor hem de iş hacmi ve artan talepler sebebiyle İstanbul Acıbadem’de on dönümlük arazi üzerine yeni bir fabrika kurulmasına karar veriyor.
1969 yılında İstanbul Acıbadem’de açılan fabrikamızda etkin maddeler ve çeşitli formlarda ilaç üretimine başlanıyor. Yeni üretim sürecinde tabletler, süspansiyonlar, şuruplar, supozituvarlar, kapsüller ve saşeler de bulunuyor. Tabii ki babamız Bülent Atabay şirketin büyüme ve yenilikçi potansiyelini biliyordu ve yeni bir fabrika için yer aramaya başlamıştı bile. Bu da bizi Gebze fabrikamızla ve ilk günden bugüne kadar yanımızda olan kimya mühendisi Sayın Şahin Gürsel ile buluşturdu.
Gebze Fabrikada Hammadde Üretimi ve Makine İthalatının Zorlukları
Bülent Atabay’ın vizyonu ve ulusal ilaç sanayisindeki bağımsızlık çabaları çok önemli. Atabay’ın Gebze fabrikası ve kimya makineleri atölyesi projeleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu projeler nasıl gerçekleşti ve ne tür zorluklarla karşılaşıldı?
Güzel sözleriniz için teşekkür ederiz. Babamız için “Ulusal ilaç sanayisinde yerli ilaç üretimi ve ilaçta dışa bağımlılığı azaltma” meselesi her gün kafasını meşgul eden bir konuydu. Gebze fabrikası için arsa seçiminden inşaat sürecine kadar tüm kurulumu bambaşka bir motivasyonla yönetti ve her aşamasında titizlik göstererek bizzat yer aldı. O dönemde yurtdışından makine ithalatı yapmak çok zordu, hatta mümkün değildi; ancak bu durum onu yolundan döndürmedi, asla vazgeçmedi ve alternatif çözümler buldu. Atabay, dedemizin eczacılık okuluna girdiği günden beri vizyonunu yatırım ve girişimlerle destekleyen bir zihniyete sahip. Bu şiar ile babamız da önce kimya makineleri atölyesi kurdu ve bu atölye ile Atabay’ın kendi reaktörlerini üretmesinin önünü açtı. Bu sayede hem ülkenin dışa bağımlılığını azaltmak hem de yerli üretim kapasitesini artırmak için önemli çalışmalar yapma imkânı buldu.
Atabay parasetamol üretimine nasıl başladı? Bu süreci besleyen, başarının önünü açan faktörler nelerdi?
1972’de Atabay Kimya Sanayi Ticaret A.Ş. kuruldu ve yeni dönemde hammadde üretimine fenasetin, parasetamol ve asetilsalisilik asit ile başlandı. “Atabay, dedemizin eczacılık okuluna girdiği günden beri vizyonunu yatırım ve girişimlerle destekleyen bir zihniyete sahip.”
“Geriye entegrasyon” ile üretim becerisini geliştirme ilkesi Atabay’ı Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen parasetamol üreticilerinden biri yaptı. Bu çabamız parasetamolu özel bir yere yerleştirdi. Elbette bunun arkasında dünyanın en iyi parasetamolünü üretiyor olmamız ve çok emek var.
Aynı emek Atabay’ın üretimde ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylı ilk Türk kimyevi ilaç hammaddesi üretim şirketi olmasını sağlamıştır.
Atabay teknoloji transferine ve işbirliğine her zaman öncelik verdi. 1982 yılında önce ibuprofen hammaddesini ürettik. Orijinal ilaç üretici Boots firması ile ibuprofen müstahzar ilaç üretimini ve pazarlamasını gerçekleştirdik. Daha sonra 1982 yılında ise Wellcome ile yine bir teknoloji transferi olarak hayata geçirdiğimiz; sulfametoksazol ve trimetoprim hammaddeleri ile trimetoprim + sulfametoksazol üretimini yaptık. Günümüzde aynı hammaddeleri içeren kendi ilacımızın üretimine ve pazarlamasına devam ediyoruz.
90’lı yıllarda krizlere rağmen önce ampisilin amoksisilin hammaddesi üretimini yaptık ve ardından bitmiş ürün olarak amoksisilin + klavulanik asit ürettik. 1992 yılında ilk “Beta-laktam Üretim Tesisi”ni kurduk ve bununla gurur duyuyoruz.
Atabay’ın köklü tarihinden aldığı güç ve ilaç endüstrisinde yerli üretimin gerçekleşmesi için gösterdiği çaba, bugün 85’inci yılımızda bizi gururlandırıyor.
İnovasyon Hamleleri ve Dönüşüm
2000’li yıllar şirket için bir inovasyon ve dönüşüm süreci olmuş. Atabay, biyoteknolojik inovasyonlara ne zaman ve nasıl yöneldi? Bu alanda hangi önemli adımlar atıldı ve bu adımların şirket üzerindeki etkileri nelerdir?
2000’li yıllar bizim için yine dönüşüm yılları oldu. Türkiye’nin önde gelen kurumları Tüpraş, Akkim ve TÜBİTAK ile işbirliği yaparak çok özel projeleri hayat geçirdik. 2013 yılında biyoteknolojik inovasyonları benimseyerek enoksaparin hammadde üretiminden müstahzar ürüne giden üretimimizle sektörde öncü adımlar attık.
2016’da biyoteknolojinin gelişimine öncülük etmek üzere yeni bir hedef belirledik. İlk olarak “Biyobenzer Ar-Ge ve Biyoteknoloji Pilot Üretim Tesisi”ni kurduk. Bu tesisler, şirketin biyoteknolojik ilaç geliştirme kapasitesini artıracak ve yenilikçi tedavi yöntemlerine katkıda bulunacaktır. 2019 yılında Acıbadem Tesisi, 2022 yılında Gebze Tesisi için akredite “Ar-Ge Merkezi” sertifikalarımızı aldık.
Atabay Geleceğe Yürüyor: İlkler Devam Ediyor
Şirketin yönetimini devraldığınız 2020 yılı da Atabay için önemli kilometre taşlarından biri. Bu süreçte hangi projelere odaklandınız? Bizim yoğun çalıştığımız dönemde Japonya ve Çin dışında dünya genelinde favipiravirin ilaç hammaddesinin ilk sentezini ve biyo eşdeğerliğini gerçekleştirmiş olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Aynı zamanda Covid-19 ile mücadelede kullanılan ilaç hammaddelerinin sentezi ile müstahzar ilaç formlarını geliştirdik.
Pandemi: Bir Gün Hazır Olmak İçin Her Gün Hazır Olmak Gerek
Pandemi gibi global bir krizle karşı karşıya kalınca biriktirdiklerinizin önemini ve değerini bir defa daha iyi anlıyorsunuz. Pandemi sürecinde bizi başarılı kılan Ömer Kemalettin Atabay’dan bugüne taşıdıklarımızdır:
“Vizyon, Deneyim, Ekip; Hepsi”. Bu sayede Türkiye’nin başarılı hammadde üretim süreçlerini yürüten öncü firmalardan biri olduk. Hiçbir şey bir günde olmuyor. Strateji, emek, heyecan, kararlılık; bunları biriktirerek ve işinize yansıtarak ilerlemeniz gerekiyor. Biz de öyle yapıyoruz.
Atabay’ın köklü tarihinden aldığı güç ve ilaç endüstrisinde yerli üretimin gerçekleşmesi için gösterdiği çaba, bugün 85’inci yılımızda bizi gururlandırıyor. Dedemizin ve babamızın heyecanını yüreğimizde hissediyoruz; bu bizi hem onurlandırıyor hem de büyük bir sorumluluk hissetmemizi sağlıyor. Tek hedefimiz var: Atabay’ı hep birlikte geleceğe taşımak. Ülkemize bunu borçluyuz.

